Eksik Adalet: Bir Çocuğun Hayali ve Adaletin Sınavı 

Dünya bazen masumiyetin sessiz çığlıklarıyla yankılanır. Bize unuttuklarımızı hatırlatmak için yaşanan olaylar, vicdanımızı ve adalet anlayışımızı sorgulamamıza neden olur. Bugün, böylesi bir olayın ardından hissettiklerimi ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Adalet, herkesin güvencesi ve yaşam hakkının teminatıdır. Ancak bazen, adalet sisteminin boşlukları yüzünden insani haklar büyük bir yara alır. Bir çocuğun hayali, bir yetişkinin öfkesi ve öngörülemez bir trajediyle son bulabilir mi? Maalesef bu sorunun cevabını yaşam bize acı bir şekilde veriyor.

O çocuğun büyüyüp kim bilir ne hayaller kuracağını? Belki bir bilim insanı, belki bir sanatçı ya da topluma ışık tutacak bir öğretmen olacaktı. Ama şimdi hayalleri sonsuz bir sessizliğe gömüldü. Peki, bu sessizlikte biz neredeyiz? Toplum olarak böylesi olayların yaşanmasına nasıl izin veriyoruz?

Bu olayın ardından, adaletin yalnızca bir kelime olmadığını, her bireyin hakkını savunmak için gerekli bir denge olduğunu bir kez daha hatırlıyorum. Ancak sistem, suçluyu yalnızca psikiyatri kliniğine göndererek adaletin gerçek anlamını sağlamış mıdır?

Bugün bu yazıyı yazarken kalbim bir kez daha ağırlaştı. Bu dünyada hayallerimizin ne kadar değerli olduğunu ve adaletin insanlık için ne kadar önemli bir yer tuttuğunu yeniden meselesi gündeme geldi. Hepimiz birer ders almalıyız. Her çocuğun, insanlığımıza güven duyarak büyüyebileceği bir dünya dileğiyle

#ZestAuraOfficial